Bahçeli: Türkiye'nin kardeş kavgasına düşmesi için yapılan en karanlık terör hamlesidir/ Video

Kaynak : Anadolu Ajansı
Haber Giriş : 22 Ağustos 2012 12:40, Son Güncelleme : 27 Mart 2018 00:42

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Asılsız ve temelsiz özgürlük, demokrasi ve barış sözlerinin haramzadelere kolaylık ve uygun zemin vermekten başka bir şeye yaramadığını görmelidir'' dedi.

Bahçeli, düzenlediği basın toplantısında, hükümetin terörle mücadele politikasını eleştirerek, etnik bölücülüğe cesaret veren, güvenlik güçlerinin terörle mücadelesini zaafa uğratan politikaların, muhatap kalınan kanlı ve karanlık manzaranın başlıca unsuru olduğunu ileri sürdü.

Şu anki ortamda Türkiye'nin en büyük talihsizliğinin terörle mücadelenin siyasi ve manevi sorumluluğunu omuzlarında taşımayan bir körlüğün, hükümet cenahında hakim olduğunu savunan Bahçeli, şöyle konuştu:

''Kaldı ki mecliste temsil edilen PKK maşalarının dağdaki canilerle utanmadan kucaklaşmaları ve üstelik 'gerilla' diye aklamaya çalışmaları, verilen tavizlerin ve gösterilen müsamahaların acı meyvesi olarak fazlasıyla dikkat çekmektedir. Yine bazı milletvekillerinin 'arkadaş' ve 'genç' diyerek takdim edip, sevimli göstermeye cüret ettikleri alçakların nasıl bir cinayet makinesi oldukları her fırsatta tekerrür etmektedir. Habur ve Oslo rezaletleriyle gelinen bugünkü ağır ve sancılı süreç, Türk milletinin bin yıllık kardeşliğini havaya uçurma riskini daha da belirgin hale getirmiştir. Durum had safhada ciddilik kazanmış ve tehlike izleri ileri düzeyde artış göstermiştir.''

Bölücü terörün, sivil ve masum vatandaşları hedef alarak, Türkiye'yi yaşanmaz bir yer haline getirip, taleplerini elde etmeye çalıştığını vurgulayan Bahçeli, amacın Türkiye'nin bölünmesi, milletin dağılması olduğunu söyledi.

Küslüğün, düşmanlığın ve dargınlığın kurumsallaşmasının da hedeflendiğine dikkati çeken Bahçeli, şöyle devam etti:

''Bu itibarla bölücü terör örgütünün Gaziantep'teki eylemi reddetmesi yalnızca bir oyalama ve zaman kazanmaya yönelik sinsi bir adımıdır. Terör örgütü PKK'nın bundan önce defalarca sivillere yönelik canavarca saldırıları tüm fecaat yönleriyle bilinmektedir. PKK'nın sivil hedeflere yönelik en dikkat çeken saldırıları; 20 Haziran 1987'de Mardin Pınarcık köyü, 13 Mart 1999'da İstanbul Mavi Çarşı, 29 Ağustos 2006'da Marmaris yolcu otobüsü bombalaması, 12 Eylül 2006'da Diyarbakır Koşuyolu Parkı, 22 Mayıs 2007'de Ankara Ulus Anafartalar Çarşısı, 27 Temmuz 2008'de İstanbul Güngören ve 20 Eylül 2011'de Ankara Kumrular'da acı bir şekilde görülmüş ve çok sayıda kaybımıza neden olmuştur. 3 Ocak 2008'de Diyarbakır'daki bir dershanede 6'sı öğrenci 7 vatandaşımız ve 20 Eylül 2011'de Siirt'te pusuya düşürülen 4 masum kız çocuğumuz teröre kurban gitmiştir.''

Kundaktaki bebeklerin ve anne karnındaki yavruların insanlık müsveddelerinin hunharlıklarıyla canlarından olduklarını dile getiren Bahçeli, ''Bunların yanı sıra imamlar, köy korucuları, isçiler, öğretmenler ve sağlık görevlileri de hayatlarını terör saldırılarıyla kaybetmişlerdir'' dedi.

PKK terör örgütünün eylemlerde, Kürt kökenli vatandaşları da öldürdüğünü, yaraladığını, kaçırdığını ve tehdit ettiğini hatırlatan Bahçeli, bugüne kadar etnik bölücülüğün taleplerinde azalma ve eksilmenin hiç olmadığını, verdikçe daha fazlasını istediğini, aldıkça daha da şımardığını söyledi.

''Çünkü eşik aşılmış, ayrı devlet, ayrı bayrak, ayrı dil ve ayrı millet hayalden gerçeğe doğru yol almaya başlamıştır'' diyen Bahçeli, ''Bu da tabiatıyla vatanımızın ve milletimizin bölünmesinden, aynı zamanda da devletimizin parçalanmasından başka bir manaya gelmemektedir'' dedi.

-''Bölücü terörün alanını daraltmalı ve üzerine kararlılıkla gitmelidir''-

Artık hükümetin bir karar vermesi ve irade oluşturması gerektiğini belirten Bahçeli, şunları kaydetti:

''Bölücü terörün alanını daraltmalı ve üzerine kararlılıkla gitmelidir. Korkmamalı, çekinmemeli ve geri durmamalıdır. Asılsız ve temelsiz özgürlük, demokrasi ve barış sözlerinin haramzadelere kolaylık ve uygun zemin vermekten başka bir şeye yaramadığını görmelidir. Başbakan Erdoğan, net ve açık olmalı, temsil ettiği millet görevinin icaplarını acilen yerine getirmelidir. Bize göre demokratik açılım isimli yıkım projesinden ve sözde Kürt sorununu konuşmaktan bir an önce vazgeçilmelidir.

Ayrıntılı ve çerçevesi medyaya, iş alemine, sivil toplum kuruluşlarına ve siyasete kadar uzanacak terör ve bölücülük soruşturması açılmalıdır. Cumhuriyet savcıları bugün değilse ne zaman görevlerinin gereğini yapacaklardır- Irak'ın kuzeyine hava ve kara destekli operasyon icra etmek ve Kandil'in kökünü kurutmak için hemen harekete geçilmelidir. Ve bu kapsamda Barzani'ye anladığı dilden konuşmak ve haddini bildirmek için zaman kaybedilmemelidir. Oslo'da dönemin MİT müsteşar yardımcısı tarafından ifade edilen ve partimizin her fırsatta gündeme taşıdığı; şehirlerimize PKK tarafından yerleştirilen bombalar hakkında gerekli açıklamalar yapılmalı ve bu bombaların nerelere koyulduğu izah edilmelidir.''

Terörün mali, beşeri, finansman, propaganda ve lojistik imkanlarının mutlaka kesilmesi gerektiğine işaret eden Bahçeli, bu konuda her girişimin uluslararası ölçekte gecikmeksizin hayata geçirilmesi gerektiğini vurguladı.

-''Türk-Kürt kavgası planlayanlara fırsat vermemek için''-

Suriye ve diğer ülkelerden terörist sızmalara karşı en başta sığınmacı kabulü konusunda hassas ve dikkatli olunmasına vurgu yapan Bahçeli, şu ifadelere yer verdi:

''Bölücü terörü caydırıcı idari ve adli tedbirler hemen alınmalı ve bunlar ihmal edilmeksizin icra edilmelidir. Türk-Kürt kavgası planlayanlara fırsat vermemek için azami gayret ve özen sergilenmelidir. Terörle mücadele siyasi karar ve irade gerektiren, samimiyet ve milli ruh dahilinde yürütülmesi lazım olan çok boyutlu bir süreçtir. Bu itibarla Başbakan Erdoğan ve hükümetinin önündeki süre gittikçe azalmaktadır. Şayet Ak Parti hükümeti başarırsa Türk milleti şükran ve minnetini her zaman gösterecektir.

Bu itibarla AK Parti Türkiye'nin gücünü, Türk milletinin ulviyetini mutlak anlamda muhataplarına ispat etmeli ve bölücü terör illetini bitirmelidir. Devletimizin imkan ve kabiliyetlerini kullanarak bayram günlerini zehir eden şeref yoksunlarına haddini mutlaka bildirmelidir.''

Gaziantep'in milli mücadelenin onurunu şerefle üzerinde taşıdığını ve her zaman milletin iftiharı olduğunu ifade eden Bahçeli, ''Biliyoruz ki bu şehrimiz geçmişte düşman karşısında cesurca durmuş, bağımsızlığına ve kutsal kabul ettiği değerlerine her bedeli göze alarak sahip çıkmıştır. Gaziantep, annesine kem gözle bakanlara süngülenme pahasına meydan okuyan 12 yaşındaki bir mertliğin yaşandığı tarihi ihtişamın adıdır'' diye konuştu.

Gaziantep'in Şahin Beylerin, Polat Beylerin ve Mehmet Kamil Beylerin yetiştiği bereketli toprakların adresi olduğunun altını çizen Bahçeli, Gaziantep'in her bakımdan muhterem ve her açıdan önemli bir şehir olduğunu söyledi.

Geçmişin muhteşem anılarının, bu şehrin önünü aydınlattığını ve bahtını açtığını dile getiren Bahçeli, konuşmalarını şöyle sürdürdü:

''Teslimiyete vurulan tokat, işgale kafa tutan asalet ve yabancı postala haddini bildiren dirayet Gaziantep'in şeref payesi ve gurur simgesidir. Bu nedenle iki gün önce Gaziantep'in kalbine yerleştirilen bombanın, varlığına yöneltilen ateşin amacına ulaşması mümkün değildir.

Gaziantep'in tuzaklarla ve provokasyonlarla yolundan ve ideallerinden dönmesi asla söz konusu olmayacaktır. Ve teröristler, bölünme rüyasına dalanlar, destekçileri ve arkasında duran güçler bekledikleri gediğin Gaziantep'te açılmayacağını yaşayarak göreceklerdir. Elem verici son hadise bu yönüyle hedefine asla ama asla ulaşamayacaktır.''

-''Kim ne yaparsa yapsın Türkiye yaşayacak ve var olacaktır''-

Parti teşkilatını, Ülkücü gençliği ve vatandaşları provokasyonlara dikkat etmeleri konusunda sağduyulu olmaya çağıran Bahçeli, kavga ortamına mesafeli durmanın kaçınılmaz bir sorumluluk olduğunu söyledi.

Bahçeli sözlerini şöyle tamamladı:

''Çatışma iklimi oluşturmaya dönük etnik kazı yapan gafillere ve delalet içinde olanlara asla izin verilmemelidir. Terör saldırılarıyla ve şehadetlerle milletimizi bölünme konusunda ikna faaliyetlerine ortam açılmamalı, niyeti kötü olan edep yoksunlarının eline koz verilmemelidir. Kim ne yaparsa yapsın Türkiye yaşayacak ve var olacaktır. Bin yıllık kardeşlik dilimizden ve gönlümüzden düşmeyecektir. Türk milleti ayrılmaz bir bütün olarak ebediyete kadar kardeşlik türküsünü söyleyecektir. Son yurdumuz şehit kanıyla elde edilen bir cevher olarak parlayıp duracaktır. İnancım odur ki Gaziantepli kardeşim buna gözü gibi bakacak ve asla yere düşürmeyecektir. Ve güvenlik güçlerimizin üzerlerine düşen ne varsa yapacağından ve bu zamana kadar sergiledikleri mücadeleci ruhu arttırarak sürdüreceklerinden de şüphe duymuyor, hepsine üstün başarılar diliyorum.''

Bu Habere Tepkiniz

Sonraki Haber